Thursday, April 27, 2017


İznik Ultra Maratonu 140 km 2017


Ultra uzun mesafe koşularına başladığım 2015 yılından bu yana ilk kez koşu raporu yazıyorum. Belki de bitirdiğim en uzun mesafe olması bunda etken olmuştur. İlk ultra koşum olan Kapadokya Ultra 2015 60km dan sonra mesafeleri devamlı arttırdım. İznik Ultra 2016 90km sonra Kapadokya Ultra 2016 110km ve nihayet İznik Ultra 2017 140km.
Kapadokya Ultra 2016'dan sonra İznik çalışmalarına Aydos ormanında Aydos 537 koşu grubumuzla başladım. Hafta sonları ormanda çalışmalarımızı koşunun bir hafta öncesine kadar sürdürdük. İznik  Ultra Maratonu günü geldi çattı. İznik Ultra 140 km koşusu 22 Nisan cumartesi geceyarısı 00.00 da başlayacağından 21 Nisan cuma günü öğleden önce ailecek İznik'e vardık. Kayıt işlemlerini tamamladıktan sonra otelde dinlenmeye geçtim.
Cuma gecesi saat 23.30 gibi geçen seneden farklı olarak yeri belediye önüne alınan start alanına vardım. 140 km koşusuna Aydos grubumuzdan Mehmet Ali Ok, Nurkan Kurt ve Alp Aslan ile birlikte başlayacaktık. Ayrıca bizi uğurlamaya gelen grubumuzun diğer üyeleri Erhan Çetin, Alpay Dede, Turgut Baş, Serdar Ülker, Alper Kılavuz, Onur Azcan'a teşekkür ederim. Heyecanlı bekleyiş sona erdi ve saat tam 00.00 da koşuya başladık.


İznik surlarından çıkarak 140'km lik yarışa başladık. İlk km'lerde pace'lerimi düşük tutmaya çalışsamda koşucular daha birbirinden kopmadıkları için hızımızı düşüremedik. Nurkan'la birlikte beraber koşuyu 90.km'deki Narlıca istasyonuna kadar sürdürdük. Yanımızda ayrıca Nurkan'ın arkadaşı İbrahim Aytekin'de vardı. Gece boyunca dropbag noktası olan 55. km'deki Örnekköy istasyonuna kadar, koşma ve tırmanma temposunda koşumuza devam ettik. Örnekköye kadar olan yarışın ilk yarısında Boyalıca ile Ilıca istasyonları arasındaki dik yokuş dışında genelde düz bir rotada devam ettik.
Örnekköy istasyonuna sabah saat 07.38 gibi vardık. Daha önceki Kapadokya 110k tecrübeme dayanarak dropbag istasyonları ultracılar için çok önemlidir. Üstüne değiştirebileceğin ve diğer istasyonlara göre daha fazla kalarak yemek yiyebileceğin ve dinleceğin istasyondur. Örnekköy istasyonu yemek konusunda iyiyken üstümüzü değişirebileceğimiz kapalı bir mekanın olmaması ciddi bir eksiklikti. Umarım önümüzdeki sene bu sorun yaşanmaz.
Örnekköy istasyonunda enerji depolamış olarak Nurkan Kurt, Alp Aslan ve İbrahim Aytekin ile çıkış yaptık. Kısa bir süre sonra Alp ayağındaki ağrılarından dolayı hızını yavaşlatarak geride kaldı. Sölöz istasyonuna kadar çoğunlukla koşarak rahat bir şekilde vardık, aradaki dere geçişi yarışın en zevkli anlarından biriydi. Bence yarışın zor kısımları Sölöz istasyonundan sonra başlıyordu. Sölöz ile Narlıca ve Narlıca ile Müşküle arasındaki tepe tırmanışları koşucuları her zaman zorlamaktadır. Sölöz ile Narlıca arasında tırmanışları hızlı yürüme modunda Narlıca inişte koşarak tamamladık. Narlıca istasyonuna yaklaşırken Aydos 537 grubumuzdan 90k' ya katılan Turgut Baş yetişti. Biraz beraber gittikten sonra Turgut devam etti. Narlıca istasyonunda biraz daha uzun kalarak ikmallerimiz tamamlayarak, Müşküle istasyonuna doğru yola çıktık.
Yarışın diğer zor kısmı Müşküle istasyonu çıkışında hemen başlayak tırmanış kısmıdır. Tırmanış ve zeytin ağaçları arasındaki dik inişlerde ben, Nurkan ile İbrahim'in arkasında kalmaya başladım, kısa bir süre sonra onlardan koparak yalnız devam etmeye başladım. Narlıca istasyonunda dengeli beslenmeyle nispeten rahat çıkış yaparken diğer istasyona yaklaşırken yanımdaki yiyeceklerden yeterli almadığımdan dolayı güçten düşmeye başlamıştım. Su almayı asla ihmal etmiyordum. Müşküle ile Süleymaniye arasında yorgunluğum iyice artmaya başlamıştı, özellikle tepe çıkışlarında beni fazlasıyla zorluyordu. Yeni bir taktik uygulamaya başladım, yorgunluğu beynimden atıp ayaklarıma odaklanmaya çalıştım ve vücudumun beynime rağmen yapabileceğini söylemeye başladım. Bu taktik sayesinde biraz daha rahatlamıştım.
Saat 18.58' de Süleymaniye istasyonuna vardım. 106 km geride kalmıştı, yorgunluk artmaya başlamıştı, bir yandan Süleymaniye istasyonuna geldiğim için seviniyordum ama en zorlu kısmın Süleymaniye istasyonundan sonra başlayacağını bilmiyordum.


Kısa bir beslenmeden sonra vakit kaybetmemek için hemen istasyondan ayrıldım. İstasyonun çıkışında yağmur hafiften başlamıştı. Süleymaniye ile Derbent arasındaki Kirazlıyayla'dan itibaren yağmur şiddetlenmeye başlamış ve hava iyice kararmıştı. Benim için yarışın en zor kısmı Kirazlıyayla Derbent arası oldu. Kirazlıyayla çıkışında yağmur şiddetlendi ve sis bastırmaya başlamıştı. Benden önce giden 140k koşan Gürsel Solmaz ile 90k koşucusu Murat Akan'a yetiştim. Bundan sonra  bu en zor kısmı yarışı bitirene kadar beraber koşacaktık. Yağmur, sis ve çamur Derbent 'e ulaşmamızı zorlaştırıyordu. Birbirimize destek olarak yol alıyorduk ama Derbent ışıkları bir türlü gözükmüyordu. Soğuk ileklerime kadar işliyordu, sonunda benim için yarışın en güzel anı geldi, Derbent'in cılız ışıklarını gördük. Son istasyon olan Drebent istasyonuna vardığımızda cut off'a daha iki saat otuz dakika vardı. İstasyona vardığımda sağ ayağım ve alt çenem istemsiz titremeye başlamıştı çünkü durduğum anda üşümeye başlamıştım.  İstasyonda bizi karşılayan Aykut Çelikbaş'ın desteğine ve yardımlarına teşekkür etmek istiyorum. Ekip olarak istasyondan hemen çıkma kararı aldık, amacımız koşarak ısınmak ve cut off'dan önce finiş çizgisini geçmekti.
Aklımda Derbent çıkışından itibaren yokuş aşağı koşacağımız kalmıştı ama öyle olmadığını hemen anladım. Yağmur, yoğun sis ve çamurlu arazide hızla ilerlemeye çalışırken alt çenem titremeyi durduramıyordum, durmak felaketti, geri dönmek imkansızdı tek yol ilerlemekti ve olabildiğince hızla ilerlemeye çalışıyorduk. Bir türlü gözükmeyen İznik ışıkları sonunda gözüktü ve artık yokuş aşağıya koşmaya başladık. İznik şehir merkezine indiğimizde cut off' a yarım saat kalmıştı, son enerjimizi kullanarak depara kalktık. Ben bile hala 135 km sonra son 5 km'yi nasıl bu kadar hızla koşabildiğime inanamıyorum. İyiki de koşmuşuz bu sayede  cut off'a 2 dakika kala bitirme çizgisini geçtik.
140 km'yi bitirmenin mutluluğu bütün yorgunluğumu unutturmuştu. Derbent öncesinde kendi kendime ne işim var bu yarışta derken şimdi 140 km'yi bitirmenin dayanılmaz mutluluğuna doyasıya yaşamaktaydım.
Bundan sonra  en büyük hedefim 31 Ağustos 2017'de  Fransa'da yapılacak 119 km ve 7200 m irtifa kazanımlı TDS yarışını bitirmek. Bütün hazırlıklarımı bu yarışa göre yapacağım.
İznik Ultra 2017 yarışına katılan başta Aydos 537 koşu arkadaşlarım olmak üzere bütün yarışcıları tebrik ediyorum. Ayrıca istasyonlarda bize yardımlarının esirgemiyen yarış ekibinede  içtenlikle teşekkür ediyorum.



5 comments:

  1. İnanılması güç bir başarı. Elinize sağlık. Ayağınıza sağlık.

    ReplyDelete
  2. Tanzer Hocam beraber koşmak büyük bir zevkti.Yarış sonlarında üçlü takım olmamız çok iyi oldu. İnanın tek olsam asla bitiremezdim.Sevgi ve saygılarımla

    ReplyDelete
  3. Abi muthis bi is basardin, hem fiziksel hemde mental olarak cok zor olan yarisi bu kadar kotu hava kosullarina ragmen bitirebildin, bizler icin ornek alinasi bi basari, tekrar tebrikler, ayaklarina ve blog yazisi icin ellerine saglik

    ReplyDelete
  4. Tebrikler sabırlı çalışkan gemide birlikte çalıştığım örnek güzel insan. ....

    ReplyDelete